Kafamdakinirvana

Kafamdakinirvana

11 Aralık 2014 Perşembe

2014 Altın Küre (Golden Globe) Adayları

Oscar'a giden yolda bize en çok yardımcı olan ödüllere geldi sıra; Altın Küre (Golden Globe) adayları. Oscar için yazdığım tahmini aday adaylarının bir çoğu tutmuş gözüküyor, darısı Oscar'a...




En İyi Film (Drama)
Boyhood
Foxcatcher
The Imitation Game
Selma
The Theory of Everything
En İyi Film (Komedi / Müzikal)
Birdman
The Grand Budapest Hotel
Into the Woods
Pride
St. Vincent
En İyi YönetmenWes Anderson | The Grand Budapest Hotel
Ava DuVernay | Selma
David Fincher | Gone Girl
Alejandro Gonzalez Inarritu | Birdman
Richard Linklater | Boyhood
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Steve Carell | Foxcatcher
Benedict Cumberbatch | The Imitation Game
Jake Gyllenhaal | Nightcrawler
David Oyelowo | Selma
Eddie Redmayne | The Theory of Everything
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)Jennifer Aniston | Cake
Felicity Jones | The Theory of Everything
Julianne Moore | Still Alice
Rosamund Pike | Gone Girl
Reese Witherspoon | Wild
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi / Müzikal)
Ralph Fiennes | The Grand Budapest Hotel
Michael Keaton | Birdman
Bill Murray | St. Vincent
Joaquin Phoenix | Inherent Vice
Christoph Waltz | Big Eyes
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi / Müzikal)Amy Adams | Big Eyes
Emily Blunt | Into the Woods
Helen Mirren | The Hundred-Foot Journey
Julianne Moore | Maps to the Stars
Quvenzhane Wallis | Annie
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Robert Duvall | The Judge
Ethan Hawke | Boyhood
Edward Norton | Birdman
Mark Ruffalo | Foxcatcher
J.K. Simmons | Whiplash
En İyi Yardımcı Kadın OyuncuPatricia Arquette | Boyhood
Jessica Chastain | A Most Violent Year
Keira Knightley | The Imitation Game
Emma Stone | Birdman
Meryl Streep | Into the Woods
En İyi Senaryo
Birdman | Alejandro Gonzalez Inarritu, Nicolas Giacabone, Alexander Dinelaris & Armando Bo
Boyhood | Richard Linklater
Gone Girl | Gillian Flynn
The Grand Budapest Hotel | Wes Anderson
The Imitation Game | Graham Moore
En İyi MüzikBirdman | Antonio Sanchez
Gone Girl | Trent Reznor & Atticus Ross
The Imitation Game | Alexandre Desplat
Interstellar | Hans Zimmer
The Theory of Everything | Johann Johansson
En İyi Şarkı
“Big Eyes” | Big Eyes
“Glory” | Selma
“Mercy Is” | Noah
“Opportunity” | Annie
“Yellow Flicker Beat” | The Hunger Games: Mockingjay Part II
En İyi Yabancı Film
Force Majeure (İsveç)
Gett: The Trial of Viviane Amsalem (İsrail)
Ida (Polonya/Danimarka)
Leviathan (Rusya)
Tangerines (Estonya)
En İyi AnimasyonBig Hero 6
The Book of Life
The Boxtrolls
How to Train Your Dragon 2
The Lego Movie

TV

En İyi Dizi (Drama)
The Affair
Downton Abbey
Game of Thrones
The Good Wife
House of Cards
En İyi Dizi (Komedi)
Girls
Jane the Virgin
Orange Is the New Black
Silicon Valley
Transparent
En İyi Mini Dizi & TV Filmi
Fargo
The Missing
The Normal Heart
Olive Kitteridge
True Detective
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Clive Owen | The Knick
Liev Schreiber | Ray Donovan
Kevin Spacey | House of Cards
James Spader | The Blacklist
Dominic West | The Affair
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Claire Danes | Homeland
Viola Davis | How to Get Away with Murder
Julianna Margulies | The Good Wife
Ruth Wilson | The Affair
Robin Wright | House of Cards
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)
Louis C.K. | Louie
Don Cheadle | House of Lies
Ricky Gervais | Derek
William H. Macy | Shameless
Jeffrey Tambor | Transparent
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)
Lena Dunham | Girls
Edie Falco | Nurse Jackie
Julia Louis-Dreyfus | Veep
Gina Rodriguez | Jane the Virgin
Taylor Schilling | Orange Is the New Black
En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi & TV Filmi)
Martin Freeman | Fargo
Woody Harrelson | True Detective
Matthew McConaughey | True Detective
Mark Ruffalo | The Normal Heart
Billy Bob Thornton | Fargo
En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi & TV Filmi)
Maggie Gyllenhaal | The Honourable Woman
Jessica Lange | American Horror Story: Freak Show
Frances McDormand | Olive Kitteridge
Frances O’Connor | The Missing
Allison Tolman | Fargo
En İyi Yardımcı Erkek OyuncuMatt Bomer | The Normal Heart
Alan Cumming | The Good Wife
Colin Hanks | Fargo
Bill Murray | Olive Kitteridge
Jon Voight | Ray Donovan
En İyi Yardımcı Kadın OyuncuUzo Aduba | Orange Is the New Black
Kathy Bates | American Horror Story: Freak Show
Joanne Froggatt | Downton Abbey
Allison Janney | Mom
Michelle Monaghan | True Detective
Oscar'a giden yolda yazılarıyla bize yön veren The Oscar Boy ' a teşekkürler...

28 Kasım 2014 Cuma

Amerikan Sapığı (American Psycho)

'İçimiz'deki Sapık


Patrick Bateman  zengin bir borsacıdır aynı zaman da yakışıklı olan Bateman bunu avantaja çevirip tüm bunların arkasına saklanarak korkunç  yanlarını  ortaya çıkartır.

 Her şey hakkında son dereceli takıntılı olan bir adamdır Patrick bunu daha ilk saniyesinde anlarız... Film ilk dakikada umut vaat ettiğini bize gösteriyor, daha sonra biraz tempoyu düşürüyor ve bizi algıya açık bir halde bırakıyor...  Film tamamıyla karakter analizi üstüne kurulu diyebiliriz,  içinde insanları öldürme dürtüsü olan bir adamı anlatıyor, her şeyiyle dünyaya kötü  bir taraftan bakıyor, ona karşı tutumlarında her ne olursa olsun insanları öldürmekten çekinmiyor. Hassas, titiz düzenli kendini önemsiyen bir karakter diğer gördüğümüz sapıklardan bir farkı yok.  Taa ki birini öldürmeden hemen önce onunla giriştiği diyaloglar dışında. Kıvrak zekasını, olayları algılama kapasitesini muazzam bir şekilde ortaya koyuyor filmin en iyi yerlerinden biridir o diyaloglar... 

Erotizm, ve cinayet tüm bu duygular onun için iç içe geçiyor,  kendini durduramadığı zamanlardan merhametine kadar bir çok duygusuna şahit oluyoruz... Filmin bazı yerlerinde tempo inanılmaz yükseliyor, bazı yerlerinde ise inanılmaz derecede düşüyor...   Bunu dengeleselerdi daha iyi olabilirdi...

Filmi klasik bir cinayet işleyen sapık filmi olarak düşünebilirsiniz ama filmin şöhretine yakışacak bir tarzda sürükleyiciliği var.  "Bütün insan özelliklerine sahibim. Et, kan, ten, saç. Ancak belirlenmiş tek bir duyguya sahip değilim. Hırs ve iğrenme dışında. İçimde korkunç bir şeyler oluyor ama nedenini bilmiyorum. "  
Bu replik bile bize karakter hakkında çok fazla ipucu veriyor...




Christian Bale'in hakkında basında çıkan haberler olsun vs. pek fazla sevmiyordum ama ne yalan söyleyeyim sapık rolünü sonuna kadar hissettiriyor bu filmde...
İçindeki insani duygularla  diğer tüm kötü duyguları bütünleştiriyor, işte bu kendisini dünyaya karşı haklı yapıyor...

Filmi bu denli harika bir film yapan tarafı son yarım saati, tempo bir anda yükseliyor artan zekice replikler, hissedilen duygu değişimleri, olayların bambaşka bir noktaya doğru ilerlemesi  büyük bir keyif sunuyor izleyiciye... Resmen karakterle arkadaş oluyorsunuz ve onun hissetliklerini kavrıyorsunuz.... Finali ise....  İlk bakışta tatmin etmediğini düşünebilirsiniz  bir an filmden hiç bir şey anlamadığımı hissettim, muallakta kaldım... Ama film hakkında biraz düşününce kavrıyorsunuz  baştan sona kadar özenle pişirilmiş ve nefis bir şekilde sunulmuş bir menü... Finali kesinlikle ve kesinlikle en güzel yeri... Tüm duyguların yerli yerine oturduğu pırıl, pırıl  bir yapım...






26 Kasım 2014 Çarşamba

Haftanın Enleri 26.11.2014

Gecikmeli olarak haftanın enlerini sizlere sunuyorum arkadaşlar... Bu kadar gecikince biz buna 'ayın enleri' diyebiliriz..

Haftanın şarkısı: Nicky Minay -  Starship

Bu şarkı rap yapan Nicky Minaj'ın rap olmayan şarkıların dandır. Cıvıl cıvıl eğlenceli bir şarkı...

Haftanın Filmi: Paramparça Aşklar Köpekler (Amores Perros Eleştirisini yaptığım gibi son derece güzel bir yapım...

Haftanın Kitabı: Seda Akgül - Dişilik mi? Kişilik mi?  kadın erkek ilişkisini en tatlı dille anlatan kitaplardan biri...

Haftanın Albümü: Ebru Gündeş - Araftayım
Haftanın değil belkide yılın albümü olmayan aday bir albüm... Pek yakında yorum yapılacak...


Haftanın Sanatçısı: Beyonce Carter 
Onun sadece adı yeter gerisi önemli mi? 


Haftanın Klibi: Gülşen - Beni Durdursan Mı?
Her şeyiyle gayet kaliteli favori klipler imden biri. Bir ara çalıntı mı iddiaları vardı ama ben kefiliyim ki çalıntı değil... Gülşen daha öncelerden biz GFC( Gülşen fan club) ile çekim aşamalarını paylaşmıştı...

25 Kasım 2014 Salı

Kırmızı Ruj Nasıl Sürülür?

İşte kadınların korkulu rüyası; o çok sevdiğim kırmızı ruju süremezsem? Artık korkmayın çünkü bence yeni bir şeyi denemek için sadece sizin sevmeniz gerekir, siz sevenin o zaten yakışacaktır...

Öncelikle benim de çok sevdiğim bu kırmızı rujun nasıl süreceğiniz hakkında bir kaç ipucu vereceğim.  İşte benim favori kırmızı rujum...


Makyaj yapmak bir sanattır, buna ruj sürmekte dahil. Adım adım sizinle bu dolgun dudaklara ulaşmanın sırlarını paylaşayım...

Dudak Kontürü: Yüz kontüründan bahsetmiştik peki ya dudak kontorü?  Dudağınızın etrafını dudağın açık renk kapatıcıyla konturleyin, dudak kavisi ve dudağınızın tam altını koyu renk bir kapatıcıyla kontürleyin.  Daha sonra kontür fırçasıyla yaptığınız kontürü dağıtın. ( Kontür fırçanız yoksa fondöten fırçanızla aynı işlemi yapabilirsiniz.)


Fondöten veya BB krem: Bunlardan birini dudağınıza uygulayabilirsiniz. Bu ürünleri göz kapağınız dahil her yere uygulamalısınız çünkü makyaj yaptığınızda her yerinizin aynı renk olması lazım. Riske atmaya değmez... :)

Dudak Kalemi: Dudak kalemi gerçekten çok önemli. Ruj renginizden mümkünse daha koyu olmalı. Dilerseniz fazla abartmadan dudak çizginizin dışına uygulayabilirsiniz. İsterseniz benim gibi kavisli yapabilirsiniz dilediğiniz gibi dudaklarınıza şekil verebilirsiniz...

Kırmızı ruj: Ben genellikle fırçalı yerine normal rujları tercih ediyorum çünkü daha kullanışlı. İlah fırçalıdan yanaysanız kendinize ait bir dudak fırçası belirleyin derim. Ben kendime bir türlü dudak fırçası bulamıyordum, bulmam uzun süre aldı. Size önerim uzun, yatsı, büyük ve sert bir dudak fırçası tercih etmeniz. (Büyük dediysem abartıp devasa almayın. :))


Transparan veya Sabitleyici pudra: En önemli yerlerinden biri ise en son uygulayacağımız sabitleyici pudra. Kırmızı Rujunuzu uyguladıktan sonra pompa yaparak sabitleyici pudrayı uygulayın. Eğer dudaklarınız çok beyaz oluyorsa, pamuklu bir makyaj süngeriyle (tercihen ne olursa şahsen ben böyle yapıyorum.) dudaklarınıza pompa yapın sonra rujunuzu yenileyin...

Benim tavsiyem şimdilik bu kadar kırmızıyı bütünleyici göz makyajlarında görüşmek dileğiyle...

24 Kasım 2014 Pazartesi

Paramparça Aşklar Köpekler (Amores Perros)


Her Şey Paramparça,,,

Yaşanan bir trafik kazası sonucu birbirlerinden farklı fakat ortak noktada buluşan insanlar...
İlk gördüğümüz karakter ağabeyi ve onun eşiyle yaşayan ve ağabeyinin eşine aşık olan bir çocuk.  Ağabeyi kendisinden zıt olarak agresif bir karakter. Karısına ve kardeşine karşı sürekli baskınlığıyla öne çıkıyor. Genç çocuk kendisine çok para kazandıracak müthiş kötü bir işe bulaşır,  köpek dövüştürerek geçimini sağlamaya başlar buna istinaden  aşık olduğu ağabeyin karısıyla birlikte gelecek planları kurmaya başlıyor...


Öbür tarafta ise korkunç bir şekilde sakatlanan bir kadın, içindeki öfkeyi  ve hayata karşı hayal kırıklığını köpeğiyle ilgili yaşadığı iç sıkıntılarıyla gideriyor. Daha sonra izlediğimiz de kocasıyla olan ikili ilişkilerinin derinine iniyoruz...
Öbür taraftan da sokakta yaşayan önüne geleni vurmaktan çekinmeyen bir adam,  o da diğer karakterler gibi aklını köpeklerle bozmuş...

Filmdeki ufak tefek parçalar filmin adında olduğu gibi bize aşklardan ve köpeklerden bahsediyor.
Film Amerikan yapımı bir film değil, buna rağmen kurgusuyla ön plana çıkıyor, senaryosu çok iyi, işlenişi güzel...  Filmde gördüğümüz bir çok duygu var, ihanetten tutunda  sahtekarlığa kadar uzanan bir çok kişilik...   Film özünde bir festival filmi, tamamıyla yabancı ülke yapımı buna göre değerlendirirsek oldukça iyi fakat filmin bu kadar popüler oluşuna adına yakışacak türden bir his alamadım...

Genel olarak böyle hayatların kesiştiği filmleri çok görüyoruz (Love Actually, Valientines day vs.) kurgusuyla,  bazı sahneleriyle gerçekten başarılı olsa da adına yakışacak ekstra bir şey bulamadım...
Filmin sonunda gerçekten bitti mi diye düşünüyorsunuz bunun sebebi ise girilen büyük beklentiler, filmin başları gerçekten çok daha güzel ve umut vaat ediciydi...

Genel olarak Paramparça Aşklar Köpekler benim için orta seviye iyi filmlerden...

22 Ekim 2014 Çarşamba

Haftanın Sanatçısı: Serdar Ortaç

Evvet! Yepyeni bir bölümle daha karşınızdayız bu sefer haftanın sanatçısını seçiyoruz bakalım ilk kimi seçmişiz...

Serdar Ortaç tam benim doğduğum yıl 20 yıl önce yani 1994'de çıkış yaptı o yıl Karabiberim'le patladı ve en iyi çıkış yapan erkek ödülünü aldı, şimdi onun hakkındaki görüşlerime bir göz atalım....


Neden Serdar Ortaç?
1. Benzersiz ses rengi: Dünya'da benzeri bulunmaz bir ses rengine sahip. Radyo'da duyunca hemen fark edebileceğinizkarakteristlik bir ses.
2.Sesini Kullanması. Okuma tarzı, yaptığı nağmeler, içine dokunan ses tonu.
3.Karakteri: 20 Yıldır bu camiya'da olmasına rağmen asla bozulmayan bir karaktere sahip,her zaman, her konuda samimi ve güler yüzünü asla esirgemiyor.
4.Besteleri: Yaptığı tüm besteleri 94 yılından bu yana hit oldu. 1000 küsür bestesi 30'dan fazla hiti mevcut.Herkes dans etmek, eğlenmek vs. hakkında yaparken onun şarkı sözleri insanın gönül telini titretiyor.
Ben Gözen Durmuş Serdar Ortaç'ı sevme sebebim bundan çok daha fazla, Serdar Ortaç'ı seviyorum çünkü;Mankenden şarkıcı olurken o sadece kendi besteleri ve sesiyle buralara geldi, tornacılıktan sanatçılığa dişiyle tırnağıyla geldi. Her an sahnede sahne dışında bize sunduğu samimiyeti, hayranlarını sevmesi, en önemlisi kendi aşık olduğu müziğine bizi de aşık ettirmesi, onun da deyimiyle tadı,dokusu kokusu bir farklı onun sanatının, o olmazsa MÜZİK OLMAZ.O olmazsa MÜZİK yetim kalır, ölür.
Sen bizi bırakma Serdar Ortaç çünkü yaşadığım sürece hayatımın en güzel yerindesin...

13 Ekim 2014 Pazartesi

Yorumlanacak Kitaplar (Güncellenecek)

Her hafta haftanın kitabını seçtiğimizi zaten biliyoruz ama bundan mütevellit her ay okunacak ve yorumlanacak kitapları seçeceğiz birlikte. İşte bir kaç adaylarım...

Fatih-Harbiye
yaklaşık 2 ay önce



Bülbülü Öldürmek
yaklaşık 2 ay önce

Da Vinci Şifresi
yaklaşık 2 ay önce

Tolstoy: Anna Karenina
yaklaşık 2 ay önce

Işaret
yaklaşık 11 ay önce

Pucca - VE Geri Kalan Herşey
yaklaşık 11 ay önce

Küçük Mucizeler Dükkanı
yaklaşık 11 ay önce

Kraliçenin Soytarısı
yaklaşık 11 ay önce

Vadideki Zambak
bir yılı aşkın bir süre önce

Beyaz Diş (roman)
bir yılı aşkın bir süre önce

Savaş ve Barış
bir yılı aşkın bir süre önce

Uçurtma Avcısı
bir yılı aşkın bir süre önce


İki Şehrin Hikayesi
bir yılı aşkın bir süre önce



Budala
bir yılı aşkın bir süre önce

Ye Dua et Sev
bir yılı aşkın bir süre önce



Satranç (roman)
bir yılı aşkın bir süre önce

Anna Karenina
bir yılı aşkın bir süre önce

Muhteşem Osmanlı Kanuni Sultan Süleyman
bir yılı aşkın bir süre önce


Diriliş
bir yılı aşkın bir süre önce

Genç Werther'in Acıları
bir yılı aşkın bir süre önce

Don Kişot

12 Ekim 2014 Pazar

Kitap Yorumları (Güncellenecek)

Bir süredir dersler işler,güçler dolayısıyla yazı yazamıyorum. Şimdilik ufak bir yazı yazacağım bu yazı okuduğum ve yorum yapacağım kitaplarla ilgili. Şimdiden kalem kağıdınızı hazır edin birlikte okumanın keyfini çıkaralım...



Okuduklarım: 
Yetimler
yaklaşık bir ay önce



Dublin Caddesi
yaklaşık bir ay önce




Sefiller
yaklaşık bir ay önce



Dönüşüm
yaklaşık 2 ay önce



Aşk Mektupları
yaklaşık 2 ay önce



Belalı Düğün
yaklaşık 2 ay önce



Seker Portokali
yaklaşık 2 ay önce



Tutku
yaklaşık 4 ay önce



Fısıltı Serisi
yaklaşık 4 ay önce




45 Anlayarak hızlı okuma
yaklaşık 5 ay önce



Lise Defterleri
yaklaşık 5 ay önce



Tutkulu Notalar (Sinners on Tour, #1)
yaklaşık 7 ay önce



The Death of Ivan Ilyich
yaklaşık 8 ay önce




Crossfire Series
yaklaşık 9 ay önce



The Secret
yaklaşık 10 ay önce



Ayaklı Bela
yaklaşık 10 ay önce



Bize Nasıl Kıydınız
yaklaşık 11 ay önce




Dişilik mi? Kişilik mi?
yaklaşık 11 ay önce




Kidnap and rescue
yaklaşık 11 ay önce



Robin Hood
yaklaşık 11 ay önce





Kürk Mantolu Madonna
yaklaşık 11 ay önce



Şafak Vakti
bir yılı aşkın bir süre önce



Maraz
bir yılı aşkın bir süre önce



Eighty Days Yellow (Eighty Days, #1)
bir yılı aşkın bir süre önce



S.E.C.R.E.T. (Secret, #1)
bir yılı aşkın bir süre önce



Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi
bir yılı aşkın bir süre önce



Sevda Sözleri
bir yılı aşkın bir süre önce



Avucunuzdaki Kelebek
bir yılı aşkın bir süre önce



Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
bir yılı aşkın bir süre önce



Süpermen ve Uğur Böceği
bir yılı aşkın bir süre önce



Bay Belki
bir yılı aşkın bir süre önce



Kahperengi
bir yılı aşkın bir süre önce



Aşka Şeytan Karışır
bir yılı aşkın bir süre önce



Küçük Prens
bir yılı aşkın bir süre önce



Pollyanna
bir yılı aşkın bir süre önce



Yolda
bir yılı aşkın bir süre önce



Walking Disaster
bir yılı aşkın bir süre önce



Beautiful Disaster
bir yılı aşkın bir süre önce



Entwined with You
bir yılı aşkın bir süre önce



Tatlı Bela (Beautiful, #1)
bir yılı aşkın bir süre önce



Bir Genç Kızın Gizli Defteri (Bir Genç Kızın Gizli Defteri, #1)
bir yılı aşkın bir süre önce



Yaş On Yedi
bir yılı aşkın bir süre önce



Oliver Twist
bir yılı aşkın bir süre önce



Seksen Günde Devr-i Âlem
bir yılı aşkın bir süre önce



Suç ve Ceza
yaklaşık bir ay önce



The Stranger I Married
bir yılı aşkın bir süre önce



Bir Noel Şarkısı
bir yılı aşkın bir süre önce



Bir Pırıltıdır Yaşamak
bir yılı aşkın bir süre önce



Firestarter
bir yılı aşkın bir süre önce




The Help
bir yılı aşkın bir süre önce




Tutulma
bir yılı aşkın bir süre önce



50 Shades of Grey
bir yılı aşkın bir süre önce



Yeniay
bir yılı aşkın bir süre önce



Fifty Shades of Grey Trilogy
bir yılı aşkın bir süre önce



Reflected in You
bir yılı aşkın bir süre önce



Bared to You. Sylvia Day
bir yılı aşkın bir süre önce

Bu kitaplara kısa süre içinde yorumlar gelecektir, şimdilik takipte kalın...

11 Ekim 2014 Cumartesi

16 Eylül 2014 Lady Gaga İstanbul Konseri

Biliyorum sizlere konsere gidemeyeceğimi söylemiştim ama durumlar değişti, İyi ki Lady Gaga konserden 2 gün önce geldi. Onu havaalanı kapılarında gördüğüm anda ne kadar çok sevdiğimi anladım. Hemen bilet almaya koyuldum çok şükür ki buldum ve hayranı olduğum Gaga'yı gördüm...

Konser öncesi: Daha önce bir çok dünyaca ünlü yıldız Türkiye'ye geldi. Sayısız ünlülerin performanslarına şahit oldum lakin hayranlarına ilgi olarak en iyisi kesinlikle Gaga. Korumalarını itip herkese tek tek sarılması ve öpmesi takdire şayandı...


Konser Günü: Son derece marjinal hayranları beni gerçekten şaşırdı, ben oraya giderken bu makyajı bile yapmaya çekinmiştim ve dolasıyla yapamadım.

Önemli bir dip not Lady Gaga'nın en kesin full şarkı listesi bizde yayınlanmıştı...

Lady Gaga Konseri: 1 buçuk saat boyunca canlı performansıyla,müthiş güzel danslarıyla ve şovlarıyla, birbirinden güzel 10 kostümüyle. Lady Gaga verdiğiniz bütün parayı kuruşu kuruşuna hak ediyor. Diğer sanatçılar gibi (bknz: Rihanna) İstanbul'da show neye yarar deyip showların bir kısmını çıkarıp, bir kaç tane şarkıyı es geçip, söylüyormuş gibi yapıp gitmedi. Lady Gaga bizim için en sevilen şarkılarını okudu Türkiye için. Edge of glory,judas,you and I dedi. O kadar mutluyum ki, bunlar benim en sevdiğim şarkılardı. Çok şanslıyım teşekkürler Lady Gaga.Konsere "Sizi seviyorum istanbul" sözleriyle başlaması, her şarkıda bir kaç kez istanbul demesi, "Blonde, rich İstanbul bitch." "My İstanbul guys." her defasında ne kadar memnun olduğunu belirtmesi, bizleri çok sevdiğini söylemesi her şeyinde ayrı bir samimiyet vardı. Şarkı listesi mükemmeldi, 68 tane dansçısıyla herkesi büyüledi, her şovu, her şarkısı özenle yapıldığı belli oluyordu. Bunların haricinde nefesini dahi hissettiğimiz Lady Gaga bir an bile şarkıyı vokalistlere bırakmadı, seyircilere şimdi sıra sizde numaralarına bile yatmadı,tamamen canlı bir performanstı, şarkı söyledi ve dans etti tam adına yakışır bir şekilde sahnedeydi. Gelelim slow performanslarına, listesinde olmamasına rağmen (Tabi ki benim için. :)) You and I'ı ve Born this way'i akustik seslendirdi. Born this way'de ağlattı you and I'da kendimizden geçirdi. Benim şu bayıldığım "ayağıyla piyano çalma" hareketini de yaptı. Kısacası Lady Gaga'nın samimiyeti, şarkıları,dansları her şeyiyle aklımda çıkmayacak bir geceydi. Önceden de seviyordum ama artık çok daha fazla seviyorum seni Lady Gaga. Her şey için teşekkürler... You gave me love, laugh and I'll give you applouse!!! I love you so much İstanbul.
Avril Lavigne,Katy Perry,Jennifer Lopez,Rihanna,Lady Gaga hepsini izledim sırasıyla iyiden kötüye performanslar... 1.Lady gaga 2. Jennifer lopez 3.Avril lavigne 4.Katy perry 5.Rihanna

10 Ekim 2014 Cuma

Oscar Tahminleri: Yardımcı Kadın Oyuncu

Sevdik mi tam severiz;

Akademi'de ilk verilen ödüldür "En İyi Yardımcı Kadın" ödülü, nedendir bilinmez ama bana göre ortama canlılık katmak, seyirciyi biraz heyecanlandırmak için...
Emma Stone(Birdman): Kendi kuşağının tartışmasız en iyi aktrislerinden olan Stone nihayet yakıştığı bir rol bulur. Benim nazarımdan o her daim bir numara ama inşallah akademi'de benimle aynı fikirde olur.

Lauren Dern(Wild): Uzun zamandır beğendiğimiz fakat geride kalmış bir aktris biraz öne çıkmasında fayda var. Aday olması muhtemel.

Meryl Streep(Into the woods): Film bana göre tam anlamıyla bir gişe filmi olsada Akademi'nin kapıları Streep için sonuna kadar açık, sırf bu yüzden bile alması çok güçlü ihtimal.

Julianne Moore(Maps to the stars): Julianne Moore'un bu yıl ne kadar şanslı olduğunu ve gayet iyi filmlerde rol aldığını söylemiştim. Burada Still Alice'den bambaşka bir rolle karşımıza çıkıyor bu da ödülü almasını güçlendiriyor.

Jessica Chastain(İnsterstellar):Oscar'ın tuttu mu bırakmadığı isimlerden biri yani aday olması da ödülü almasıda bizi şaşırtmaz.


Kısır döngünün içinde olduğumuz bu sezon, hem en iyi aktris hem de yardımcı aktris ödülleri aynı kişiye verilse bile şaşırmayın...

Oscar Tahminleri: En İyi Yardımcı Erkek Oyucu

Erkeklerde yanar, hemde nasıl yanar, yanmak çözüm değil bizi Oscar paklar;

Bu sene adaylardan seçim yapmak bayağı zor, ortaya çıkabilecek keskin adaylıklar bulmak güç ama marifet böyle bir durumda bile çıkartıp çekebilmek...




Robert Duvall(The Judge): Kendisini bir sinema sever olarak görmediğiyseniz bile mutlaka adına aşinasınızdır. Zaten bir tane akademi ödülü var ama sinemaya verdiği yılları için 2. bir şans olamaz mı?

Edward Norton(Birdman): Delicisine popüler bir aktör değil ama Fight Club'dan bu yana sinema severler arasında kulaktan kulağa en iyi olarak gösterilmiştir. En güçlü adaylardan biri olarak karşımıza çıkıyor Norton.

Ethan Hawke(Boyhood): Kendisi gençlik yıllarında beridir beyazperde'de boy gösterir, son derece başarılı bir oyuncu olduğunu biliyoruz, aday olduğu filmde güçlü liseme girdiğine göre ödülü kucaklaması imkansız değil.

Mark Ruffalo(Foxcaher): Daha önce bir kez aday olan Ruffalo benim senelerdir takip ettiğim, beyazperde'de kendine has bir tavrı olan bir oyunuc. Aday olması muhtemel.

Logan Lerman(Fury): Çok genç yaşına olması rağmen iyi bir performans çıkarttığı konuşuluyor filmide benim nazarımda güçlü, alır mı almaz mı bilemem ama aday olması muhtemel.


Ne olur ne olmaz bilinmez ama, sıyrılmış bir isim olmadığı için bu yıl tahminler daha zor.

Oscar Tahminleri : En İyi Kadın Oyuncu

Güzelsiniz güzel;

Bizim için bir diğer önemli ödül ise" En iyi Kadın Oyuncu" ödülüdür, bakalım adaylarda favorilerim  kimler?
Julianne Moore (Still Alice): 4 adaylığının bulunmasına karşın tek bir ödül alamayan şansız aktrist Moore bu yıl ardı ardına çektiği fevkalade yapımlarda bence yüzü güleceği en kesin bir oyuncu.

Amy Adams(Big Eyes):  Kendisi akademi töreninin her sene ağırladığı bir oyuncu yani benim nazarımda bu ödülü alması muhtemel. Kendisini çok beğeniyorum ama üst üstte 5 adaylıktan sonra fazla zorlamamalı bence.

Reese Witherspoon(Wild): Bana göre çok güçlü bir aday, kendisi kuşağının  en iyi aktrislerinden biri benim gözümden ama bir kere ödül almışken yenilere yol vermekte çare var. Söylemeden geçemeyeceğim onun adaylığı her şekilde güçlüdür.


Hilary Swank (The Homesman): Daha önce 2 adaylığı ve 2 ödülü olan Swank gerçekten iyi bir yapımla almıştı oscar'ı. Bu yıl da aday olması muhtemel gibi gözüküyor.


Jessica Chastain(A most Violent Year): Olabilecek en güçlü 2. aday olan Chastain bence hiçte yabana atılacak gibi değil.

Bir kaç tanımadığımız oyuncu ve her zaman akademi'de gördüğümüz oyuncudan başka alternatifimiz yok bu yılda...

Oscar Tahminleri: En İyi Erkek Oyuncu

Ya şundadır ya bunda;

Oscar'da en önemli ödüller'den biridir "En iyi erkek oyuncu" ödülü peki bakalım bu sefer muhtemel adaylarımız kimler?

Micheal Keaton (The Birdman): Onu şuana kadar bir çok filmde gördük ama en sükse yapan filmi "Batman" olmuştu. Performasını yeterince gösteremediği şeklinde eleştirilen Keaton bu yıl tüm sözleri yedirecek gibi.


Joanquin Phoenix (Inherent Vice):  Akademi kendisini "Walk to remember"'dan beri çok seviyor ben kensini "Her"den beri beğeniyorum. Akademi sevdimi bırakmaz. Ödülü alır mı bilmem ama aday olması muhtemel.

Eddie Redmayne (The Theory Of Everything): Filmi görmesek bile onu bir kaç kare görmemiz oscar adayı olmasını  yada ödüle kavuşmasını tahmin etmemizi sağlıyor.

Benedict Cumberbatch (The Imitation Game):  Hem filmin güçlülüğü, hem de oyuncunun ağırdan gelen popülerliği bu ödülü kucaklama ihtimalini güçlü hale getiriyor.

Bill Murray (ST. Vincent): Çok beğendiğim ve herkesin ço sevdiği bir oyuncu olan Bill Murray akademinin ilgisini çeksede belki sadece bu görüşüm sevgimdendir.

Performansları görmedim bunlar sadece olası ihtimaller, bakalım yürütüğümüz bir fikirlerle muradımıza erebilecekmiyiz?

Tahmini Oscar Adayları

Olmalı mı?  Yoksa olmamalı mı?
İlk Oscar aday adayları incelemem bunun sonucunda  ilk Oscar adaylarımı belirleyeceğim ve daha filmleri görmeden olası muhtemel kazananlar hakkında görüşlerimi yazacağım şayet filmleri Törenden önce (22 Şubat 2015) izlersem daha kesin bir yazı daha hazırlayacağım...

The Birdman: Bu yıl sunup sunulabilecek en iyi ve en istikrarlı filmlerin başı çekiyor, ayrıca çok iyi bir oyuncu kadrosu var. Micheal Keaton'ın ilk defa kendini gösterebildiği bir filmde rol aldığını iddia ediyorlar. Bence olası çok muhtemel bir aday.

Wild:" İnto the wild" tarzı bir film yine gerçek bir hikayeden uyarlama. Başrolde benim çok sevdiğim bir isim Resee Witherspoon rol alıyor. Akademi Witherspoon'u sever ama aday olsa bile ödülü kucaklaması çok güç.


Gone girl: Akademiyle çok sıkı fıkı olduğuna inanmadığım bir aktördü Ben Affleck. Son zamanlarda hem oyunculuk olarak hem de yönetmenlikte başarı gösterdiği için akademiden eli boş dönmemişti, bu sefer sadece oyunculuğuyla arzı endem edecek Affleck yeni filmi Gone Girl'ün aday olması muhtemel.


The İmitation Game: Son zamanlarda kulağıma sık sık gelen bir yapım, sessiz sakin ama derinden geliyor. Başroldeki yeni popüler oyuncusuyla birlikte bu da onu çok güçlü yapıyor.

Fury: David Ayer'in film arşivine bakıldığında Tarantino'dan uzak gözükse de bu film bana biraz "Inglourious Basterds" tadını veriyor. Bu senenin adaylarından olabilir.


Inherent Vice: Paul Thomas Anderson Oscara kendini The master'la seyirciye ise There will be blood'la sevdirmiş olabilir. Yani bana göre aday olması muhtemel.

Boyhood: Şişirilmiş popüleriteye uzak şeylere de yön verilirse bu yıl bence Boyhood'un aday olması olanaksız değil hatta ödülü kucaklaması da.


Selma: Hem afroamerikalıları konu alıyor hem de katıksız bir ingiliz yapımı. Bu da onu adaylar listesine sokabilir.


İlk önce kendi adaylarımı sonrasında gerçek oscar adaylarını inceleceğim. Şimdilik hepsini izleyebilmek için bir yığın plan yapmam lazım. Ne diyelim Herkese boş şans bize iyi seyirler...

19 Eylül 2014 Cuma

Albüm Yorumları: Serdar Ortaç- Bana göre aşk

Bir senelik uzun bir aradan sonra Serdar Ortaç ”Bana Göre Aşk” albümünü piyasaya sürdü.

Albümde söz ve müziği kendisine ait olan 12 tane şarkı var, onun dışında sadece sözlerini yazdığı “Şantaj” Sözü Tarık Sezer’e ve müziği Suat Aydoğan’a ait olan “Bilmediğim yerlerdesin” adlı şarkılarda yer alıyor…

Tanrım: Söz ve müziği Serdar Ortaç’a ait olan şarkı çıkış parçası için biçilmiş kaftan. Nakarata girmeden önce gelen bilgisayar müziği, ikinci tekrarda yaylıların girmesi şahane bir şarkı olmasına vesile olmuş.
Bana Göre Aşk: Serdar ortaç’ın 2. Klbini çektiği albümün en başarılı şarkılarından biri olan şarkının söz ve müziği yine Serdar Ortaç’a ait.
Bereketsiz: Albümde bütün şarkılar birbirlerinin devamı gibi adeta, hepsinde bir hikâye var ve 14 şarkılık bir albüm değil sanki 70 dakikalık bir şarkı keyfi sunuyor sizlere.
Acılarımız Bir: Her zaman değişik ve kalpten üslubuyla dikkat çeken Serdar Ortaç yine çok can acıtacak gibi. “Yüreğim acılara körebe gibi yolunu bulamadı göçebe gibi, sen onu acıtanı gençliğine ver, sonrada oku bana talebe gibi.”
Hasret: Kimde var bu cesaret yahu? Kim söyleyebiliyor ki aşkını göğsünü gere, gere, şarkının teması sen bana yürüyerek gel ben sana koşa, koşa gelirim. “Önümde diz çöküp anlat aşkı.”
Şantaj: Müziği İskender Paydaş’a ait olan şarkı müziği ve değişik aranjesiyle albümde kendini fark ettiriyor. “Suya ateş yakarım seni ısıtmak için, bir ömür aç yatarım tadına doymak için.”
Aşk mı Lazım?: Bir nevi” hasret” ve “aklım kalbime dost” un devamı olan şarkı. “Yalancının birisin sen Beni hayata küstürdün Vazgeçmişsin sözünden Boşuna mı süründürdün”
Unutursun: Hafif nağmeler, soundları ve kurşun gibi sözleriyle tam bir Serdar Ortaç şarkısı. “Ya senin bütün bakışın sahte ya da senden ayrılması zor, ya gönül bu gün deli nöbette, ya senin tadında biri zor.”
İzin Ver Aşkım: Bu şarkıyı taa yıllar, yıllar önce bestelemiş ve bir şarkıcıya vermişti, ben ise yıllardır bu şarkıya bayılmaktayım. En sonunda dileklerim kabul oldu ve Serdar bu şarkıyı okudu...
Aklım Kalbime Dost: Aklımızla kalbimiz hani anlaşamaz ya hiç bir zaman, işte bu şarkıda o olayı bizzat önümüze seriyor. “Baktım yalnızsın şu kısa dünyada, çok ararmışsın aşkı sokaklarda.”
Sefa: İşte albümün en güzel şarkılarıdan biri daha. Melodisi bana biraz bu yıl Serdar'ın Sibel Cana verdiği “Nihayet” şarkısını hatırlatsa da bu şarkı ayrı bir keyif. Ne de olsa bunu sahibi okuyor...
Bilmediğim Yerlerdesin: Serdar Ortaç 2008 yılındaki “Nefes” albümünden beri slowlara albümün sonunda yer veriyor. Herhalde şarkıları karıştırmak yerine, eğlenip sonrada ağlamamızı istiyor. Sözleri Tarık Sezer'e Müziği Suat Aydoğan'a ait olan bu şarkı bize Serdar Ortaç bestelerini aratmıyor. İçinde bir de enfes Suat Aydoğan düeti var.
Arıyorum: “ Kerbala” “Aklından neler geçiyordu” tarzı bu tür dinlendirici şarkılar Serdar Ortaç' albümlerinde vazgeçilmezlerdir. Ortaç uzun süredir aşkı aradığını bize bu sözlerle belirtiyor. “Arıyorum gerçek aşkı masallarda,arıyroum hayal gibi uzaklarda.”
Kadınım: Albümün son bombası, evet bence bombası en sonda yeralmasının bence bir sebebi var. Serdar Ortaç kadınını bulmasının şerefine böyle güzel aşk dolu bir şarkıyı bizlere sunuyor. Ne diyelim Allah mesut etsin...

6 Eylül 2014 Cumartesi

Film Eleştirisi: Kanlı Elmas (Blood Diamond)

Kanlı Tarihin İçinden Kanlı Bir Elmas



Kanlı Elma (Blood Diamond) Çok uzun zaman önce zencilerin elmas toplamak için kölelik yaptıkları zamanları anlatıyor. Bu hikâye geçmişte yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenilmiştir. Bir paralı asker (Leonardo Dicaprio) ve orada doğmuş yaşamış yerel halktan bir adam (Djimon Hounsou)  ve bir gazeteci kadın (Jennifer Connelly) üçü de değer büyük bir pembe elmas için bu ölüm yuvasına doğru yol alırlar…



Filmin çoğunda gözlemlediğimiz kadarıyla zencilere yapılan eziyet,  eskiden onları köle olarak kullanmaları. Sırf topraktan elmas çıkartmak için onlara uyguladıkları zulmü görüyoruz. Durumlarının zorluğu yaşaması güç ortamları çok iyi gözler önüne seriyorlar. 
Sadece aksesuar olarak kullandığımız bir elmasın ve bunu üretirken neleri göze alındığı,  ne işkencelere maruz kaldıklarını görüyoruz. Yemek ve su dahi verilmediğini, işçilerin daha doğrusu kölelerin aileleriyle asla görüştürülmediğini gözlemliyoruz.



Günümüzde de birçok buna benzer olay mevcut ve eskiden de bunun gibi savaş vb. olaylar var. Eskilerden konuşmak istemiyorum ben bulunduğum nesilden bahsedeceğim. Yeni nesilde yaşanan tüm üzücü olaylar karşısında herkes izliyor, ayıplıyor, üzülüyor hatta ağlıyor, paylaşıyor bunu gerek sosyal medyaya, gerek günlük yaşamımızda görüyoruz fakat bir türlü göremediğimiz şu ki; hiç kimse buna bir dur demiyor. Hiç kimse riske girmek istemiyor, hiç kimse elini taşın altına koymuyor… Sadece bir izleyiciyiz.  İzleyici olmayı genelde severim ama bazı filmleri sırf izlemek yetmiyor. İzleyip yorumlamak ve harekete geçmek lazım…




Film aksiyon olmasına rağmen neden neredeyse en sevilenler listesine girdiğini birazda olsa anladım.  Filmin henüz bir saati olmasına rağmen bol aksiyon, bolca da duygusal sahne gördük.  Aksiyonun içine bolca dramatizem sıkıştırmışlar. Film ilk başlarda bize çok yüzeysel görünse de diğer aksiyon filmlerinden farkını ilerleyen zamanlarda kavrıyorsunuz.  İlerledikçe filmdeki bazı noktalar çok hoşuma gitti…

Leonardo’nun elmasların nasıl yapıldığını anlattığı kısmı çok beğendim. Bu bize nasıl bir aptallık içinde olduğumuzu gösteriyor. “Consume,obey,die.” Diye tabir edebileceğim; “Tüket, İtaat et, öl.” Aptallığını bize birkaç kelimeyle özetliyor. Gayet güzel bir şekilde elmasların toprak altından çıkarıp günlük hayatımız da kullandığımız ana kadar olanları anlatıyor.  Benim burada belirttiğim “Costume Obey, die.” Filmin içinde gözümüze gözümüze sokulmamasına rağmen alacağımız mesajdır
sokulmamasına rağmen alacağımız mesajdır…

Zencilerin aşağılanması ve onlara yapılan zülüm Amerikan sinemasında sıkça yer almıştır ve izleyiciyi çekmiştir. Bu filmde de beni ilk başta çeken oydu, filme daha sonralar biraz aksiyon biraz dram ilave etmişler kanımca bu da filmin en iyiler arasına girmesinin bir unsur ise;  büyük küçük demeden insanlara yaptıkları psikolojik baskı ve bu baskı sonucunda insanların değişmesi, kendilerini korumak isterken neredeyse onlara dönüşmeleri.  Bu da filmin zekice yanlarından biri. Üzerinde en çok tartışması gereken konu ise maddiyatın insanların karakterlerini değiştirmesi ve bu duygunun (maddiyatçılık) onları ele geçirmesidir. Herkes birbirine savaş açmış durumda, bölücüler, başa geçmek isteyenler, ezilenler ve diktatörler tam da günümüz dünya politikasına uygun bir senaryo.

Spesifik karakterler olmamasına karşın performanslar gayet iyiydi, beklentilerimin üstündeydi…


Benim her zaman bir lafım vardır; izlediğimiz bir komedi filmi de olabilir, bir aksiyon yâda bir animasyon kesinlikle ne tür izlediğiniz önemli değil, önemli olan mesajı alabilmektir ve bu sadece sizle alakalı…


Sonuna doğru seyirciyle bir oyun haline geçen film, para için yola çıkan bir adamın o yolda aldığı büyük ders ve karşı koyamadığı fedakârlık dürtüsü bütün bunlar çok güzel bir finale davetiye çıkartmış…

“Beni şeytan sanıyorsun beklide sadece cehennemde yaşadığım içindir.” Repliğiyle hayatta kalma savaşını özetleyen iyi bir yapım…

3 Eylül 2014 Çarşamba

Haber /Magazin/Kritik/Yıldızlar: Yıldızlar

Sevdiğim, taktir ettiğim yıldızları biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?

Amerika maceran nasıl başladı?
|O sırada Adele,Duffy,Amy Gabriela,BB...HERKES çıkış yapmak üzereydi.Ben menajerime 'Haydi Amerika'ya şarkı yazmaya gidelim'dedim:) Amacım anlaşma yapmak ya da Amerika'ya yerleşmek değil di.En sevdiğim yerlerden biri Hollywood'a gittik.AMA Amerikan müzik piyasası inanılmaz büyük.Miley Cyrus mesela bir dönem altı ülkede 1 numaraydı! O sırada üzerimde nasıl bir baskı oldu anlatamam!Düşünsenize onu geçmek için birşeyler yapmalıyım!
Senden şarkı istediği halde reddettiğin en büyük isim kim
|Christina Aguilera için şarkı sözü yazmamı istemişti,ama zamanım olmadı için yazamadım.

Evet Jessie'nin kariyerine başlaması böyle olmuş, bence tamamen şans meselesi...
TAYLOR SWIFT: "BEN HER ZAMAN KIRMIZI RUJ SÜRERİM!""
Ünlü buklelerinize nasıl bakıyorsunuz? 
Kurutma makinesi kullanmıyorum. Doğal halinde kurutuyorum. Biraz şekillendirici sürüyorum.

Kırmızı dudaklar imzanız haline geldi. Bununla ilgili hileleriniz var mı?
Yok sayılacak kadar az. Şeffaf bir pudra ile son dokunuşu rujun üzerine fırça ile geçiyorum. Renk çok daha iyi oturuyor ve kalıcı oluyor.





2 Eylül 2014 Salı

Haber /Magazin/Kritik/Yıldızlar: Kritik

Mehmet Açar benim uzun zamandır herşeyiyle beğendiğim tek film eleştirmeni diyebiliriz. Bir çok film eleştirmeni var, alternatifler çok ama, ondan hiç kimseyle bu kadar aynı fikirde olamazdım... İşte size Mehmet Açar'ın derlediği bir yazıdan ufak bir kesit.


Robin Williams en iyi filmleri


Ölü Ozanlar Derneği 1989
(Dead Poets Society)
Kimi oynuyor: John Keating
Yönetmen: Peter Weir Williams muhafazakâr değerlerle yönetilen aşırı disiplinli bir yatılı erkek okulunda kuralları umursamadan, gençlerin hayatına ruh ve renk getiren yeni İngilizce hocasını oynuyor. Gençler onunla birlikte edebiyatın özgürleştirici niteliğini kavrıyor, statükoya karşı çıkmayı öğreniyor. Finaldeki “O Captain! My Captain” sahnesi unutulmaz!
Günaydın Vietnam 1987
(Good Morning Vietnam)
Kimi oynuyor: Adrian Cronauer
Yönetmen: Barry Levinson Vietnam Savaşı sırasında askerlerin moralini düzeltmek için cepheye çağrılan yeni radyo programcısı, kendisinden bekleneni yapar: Eğlendirir, güldürür, moral verir. Ama bunları otoriteyle savaşarak yapar. Mitch Markowitz’in senaryosu, Adrian Cronauer’in gerçek öyküsünü bir hayli değiştirerek, sansüre ve savaşa karşı bir özgürlük mücadelesi haline getiriyor. Williams’ın sinemadaki ilk önemli filmlerinden.
Can Dostum 1997
(Good Will Hunting)
Kimi oynuyor: Sean Maguire
Yönetmen: Gus Van Sant Üniversitede temizlik görevlisi olarak çalışan Will (Matt Damon), müthiş matematik zekâsıyla bir hocanın dikkatini çeker. Sorunları olan bu genci topluma kazandırma görevi Freud’u hatırlatan sakalıyla Robin Williams’ın canlandırdığı psikoterapist Sean Maguire’a verilir. Williams kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkardığı bu rolle 1998’de Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanmıştı. Filmin zirvesi kuşkusuz Maguire’ın Will’in “şifresini çözdüğü” terapi sahnesi.

Bir diğer sevdiğim Eleştirmen ise Yüksel Aytuğ, kendisi TV'nin nabzını çok iyi tutuyor.


İYİ ÖRNEK OLMAK
Saçmaladığını bildiği halde başlamış bulunduğu dizileri izlemeye devam eden halkın ekran karşısında psikolojisini bozamazsınız. Diziyi izletmek adına doğaüstü, ‘Yok artık’ dedirtecek senaryolar yazıp bize izlettiremezsiniz.
Dizinin kahramanı olan masum insanları zavallı yapıp, kötüleri güçlü gösteremezsiniz. Ve tuttuğu kahramanın mutlu olduğunu görmek için diziyi aksatmadan izleyen sadık seyircinizle kedinin fareyle oynadığı gibi oynayamazsınız.
Demem odur ki; reyting kaygısını, ticari amacı bir yana koyun, insanlığı diğer yana. ‘Nasıl kazanırım?’ değil, ‘Bizi izleyen milyonlara nasıl iyi örnek olurum?’ derseniz hem biz mutlu oluruz hem de siz mutlu olursunuz. Çünkü manevi mutluluk çok daha anlamlı ve değerlidir.