Kafamdakinirvana

Kafamdakinirvana

28 Kasım 2014 Cuma

Amerikan Sapığı (American Psycho)

'İçimiz'deki Sapık


Patrick Bateman  zengin bir borsacıdır aynı zaman da yakışıklı olan Bateman bunu avantaja çevirip tüm bunların arkasına saklanarak korkunç  yanlarını  ortaya çıkartır.

 Her şey hakkında son dereceli takıntılı olan bir adamdır Patrick bunu daha ilk saniyesinde anlarız... Film ilk dakikada umut vaat ettiğini bize gösteriyor, daha sonra biraz tempoyu düşürüyor ve bizi algıya açık bir halde bırakıyor...  Film tamamıyla karakter analizi üstüne kurulu diyebiliriz,  içinde insanları öldürme dürtüsü olan bir adamı anlatıyor, her şeyiyle dünyaya kötü  bir taraftan bakıyor, ona karşı tutumlarında her ne olursa olsun insanları öldürmekten çekinmiyor. Hassas, titiz düzenli kendini önemsiyen bir karakter diğer gördüğümüz sapıklardan bir farkı yok.  Taa ki birini öldürmeden hemen önce onunla giriştiği diyaloglar dışında. Kıvrak zekasını, olayları algılama kapasitesini muazzam bir şekilde ortaya koyuyor filmin en iyi yerlerinden biridir o diyaloglar... 

Erotizm, ve cinayet tüm bu duygular onun için iç içe geçiyor,  kendini durduramadığı zamanlardan merhametine kadar bir çok duygusuna şahit oluyoruz... Filmin bazı yerlerinde tempo inanılmaz yükseliyor, bazı yerlerinde ise inanılmaz derecede düşüyor...   Bunu dengeleselerdi daha iyi olabilirdi...

Filmi klasik bir cinayet işleyen sapık filmi olarak düşünebilirsiniz ama filmin şöhretine yakışacak bir tarzda sürükleyiciliği var.  "Bütün insan özelliklerine sahibim. Et, kan, ten, saç. Ancak belirlenmiş tek bir duyguya sahip değilim. Hırs ve iğrenme dışında. İçimde korkunç bir şeyler oluyor ama nedenini bilmiyorum. "  
Bu replik bile bize karakter hakkında çok fazla ipucu veriyor...




Christian Bale'in hakkında basında çıkan haberler olsun vs. pek fazla sevmiyordum ama ne yalan söyleyeyim sapık rolünü sonuna kadar hissettiriyor bu filmde...
İçindeki insani duygularla  diğer tüm kötü duyguları bütünleştiriyor, işte bu kendisini dünyaya karşı haklı yapıyor...

Filmi bu denli harika bir film yapan tarafı son yarım saati, tempo bir anda yükseliyor artan zekice replikler, hissedilen duygu değişimleri, olayların bambaşka bir noktaya doğru ilerlemesi  büyük bir keyif sunuyor izleyiciye... Resmen karakterle arkadaş oluyorsunuz ve onun hissetliklerini kavrıyorsunuz.... Finali ise....  İlk bakışta tatmin etmediğini düşünebilirsiniz  bir an filmden hiç bir şey anlamadığımı hissettim, muallakta kaldım... Ama film hakkında biraz düşününce kavrıyorsunuz  baştan sona kadar özenle pişirilmiş ve nefis bir şekilde sunulmuş bir menü... Finali kesinlikle ve kesinlikle en güzel yeri... Tüm duyguların yerli yerine oturduğu pırıl, pırıl  bir yapım...






26 Kasım 2014 Çarşamba

Haftanın Enleri 26.11.2014

Gecikmeli olarak haftanın enlerini sizlere sunuyorum arkadaşlar... Bu kadar gecikince biz buna 'ayın enleri' diyebiliriz..

Haftanın şarkısı: Nicky Minay -  Starship

Bu şarkı rap yapan Nicky Minaj'ın rap olmayan şarkıların dandır. Cıvıl cıvıl eğlenceli bir şarkı...

Haftanın Filmi: Paramparça Aşklar Köpekler (Amores Perros Eleştirisini yaptığım gibi son derece güzel bir yapım...

Haftanın Kitabı: Seda Akgül - Dişilik mi? Kişilik mi?  kadın erkek ilişkisini en tatlı dille anlatan kitaplardan biri...

Haftanın Albümü: Ebru Gündeş - Araftayım
Haftanın değil belkide yılın albümü olmayan aday bir albüm... Pek yakında yorum yapılacak...


Haftanın Sanatçısı: Beyonce Carter 
Onun sadece adı yeter gerisi önemli mi? 


Haftanın Klibi: Gülşen - Beni Durdursan Mı?
Her şeyiyle gayet kaliteli favori klipler imden biri. Bir ara çalıntı mı iddiaları vardı ama ben kefiliyim ki çalıntı değil... Gülşen daha öncelerden biz GFC( Gülşen fan club) ile çekim aşamalarını paylaşmıştı...

25 Kasım 2014 Salı

Kırmızı Ruj Nasıl Sürülür?

İşte kadınların korkulu rüyası; o çok sevdiğim kırmızı ruju süremezsem? Artık korkmayın çünkü bence yeni bir şeyi denemek için sadece sizin sevmeniz gerekir, siz sevenin o zaten yakışacaktır...

Öncelikle benim de çok sevdiğim bu kırmızı rujun nasıl süreceğiniz hakkında bir kaç ipucu vereceğim.  İşte benim favori kırmızı rujum...


Makyaj yapmak bir sanattır, buna ruj sürmekte dahil. Adım adım sizinle bu dolgun dudaklara ulaşmanın sırlarını paylaşayım...

Dudak Kontürü: Yüz kontüründan bahsetmiştik peki ya dudak kontorü?  Dudağınızın etrafını dudağın açık renk kapatıcıyla konturleyin, dudak kavisi ve dudağınızın tam altını koyu renk bir kapatıcıyla kontürleyin.  Daha sonra kontür fırçasıyla yaptığınız kontürü dağıtın. ( Kontür fırçanız yoksa fondöten fırçanızla aynı işlemi yapabilirsiniz.)


Fondöten veya BB krem: Bunlardan birini dudağınıza uygulayabilirsiniz. Bu ürünleri göz kapağınız dahil her yere uygulamalısınız çünkü makyaj yaptığınızda her yerinizin aynı renk olması lazım. Riske atmaya değmez... :)

Dudak Kalemi: Dudak kalemi gerçekten çok önemli. Ruj renginizden mümkünse daha koyu olmalı. Dilerseniz fazla abartmadan dudak çizginizin dışına uygulayabilirsiniz. İsterseniz benim gibi kavisli yapabilirsiniz dilediğiniz gibi dudaklarınıza şekil verebilirsiniz...

Kırmızı ruj: Ben genellikle fırçalı yerine normal rujları tercih ediyorum çünkü daha kullanışlı. İlah fırçalıdan yanaysanız kendinize ait bir dudak fırçası belirleyin derim. Ben kendime bir türlü dudak fırçası bulamıyordum, bulmam uzun süre aldı. Size önerim uzun, yatsı, büyük ve sert bir dudak fırçası tercih etmeniz. (Büyük dediysem abartıp devasa almayın. :))


Transparan veya Sabitleyici pudra: En önemli yerlerinden biri ise en son uygulayacağımız sabitleyici pudra. Kırmızı Rujunuzu uyguladıktan sonra pompa yaparak sabitleyici pudrayı uygulayın. Eğer dudaklarınız çok beyaz oluyorsa, pamuklu bir makyaj süngeriyle (tercihen ne olursa şahsen ben böyle yapıyorum.) dudaklarınıza pompa yapın sonra rujunuzu yenileyin...

Benim tavsiyem şimdilik bu kadar kırmızıyı bütünleyici göz makyajlarında görüşmek dileğiyle...

24 Kasım 2014 Pazartesi

Paramparça Aşklar Köpekler (Amores Perros)


Her Şey Paramparça,,,

Yaşanan bir trafik kazası sonucu birbirlerinden farklı fakat ortak noktada buluşan insanlar...
İlk gördüğümüz karakter ağabeyi ve onun eşiyle yaşayan ve ağabeyinin eşine aşık olan bir çocuk.  Ağabeyi kendisinden zıt olarak agresif bir karakter. Karısına ve kardeşine karşı sürekli baskınlığıyla öne çıkıyor. Genç çocuk kendisine çok para kazandıracak müthiş kötü bir işe bulaşır,  köpek dövüştürerek geçimini sağlamaya başlar buna istinaden  aşık olduğu ağabeyin karısıyla birlikte gelecek planları kurmaya başlıyor...


Öbür tarafta ise korkunç bir şekilde sakatlanan bir kadın, içindeki öfkeyi  ve hayata karşı hayal kırıklığını köpeğiyle ilgili yaşadığı iç sıkıntılarıyla gideriyor. Daha sonra izlediğimiz de kocasıyla olan ikili ilişkilerinin derinine iniyoruz...
Öbür taraftan da sokakta yaşayan önüne geleni vurmaktan çekinmeyen bir adam,  o da diğer karakterler gibi aklını köpeklerle bozmuş...

Filmdeki ufak tefek parçalar filmin adında olduğu gibi bize aşklardan ve köpeklerden bahsediyor.
Film Amerikan yapımı bir film değil, buna rağmen kurgusuyla ön plana çıkıyor, senaryosu çok iyi, işlenişi güzel...  Filmde gördüğümüz bir çok duygu var, ihanetten tutunda  sahtekarlığa kadar uzanan bir çok kişilik...   Film özünde bir festival filmi, tamamıyla yabancı ülke yapımı buna göre değerlendirirsek oldukça iyi fakat filmin bu kadar popüler oluşuna adına yakışacak türden bir his alamadım...

Genel olarak böyle hayatların kesiştiği filmleri çok görüyoruz (Love Actually, Valientines day vs.) kurgusuyla,  bazı sahneleriyle gerçekten başarılı olsa da adına yakışacak ekstra bir şey bulamadım...
Filmin sonunda gerçekten bitti mi diye düşünüyorsunuz bunun sebebi ise girilen büyük beklentiler, filmin başları gerçekten çok daha güzel ve umut vaat ediciydi...

Genel olarak Paramparça Aşklar Köpekler benim için orta seviye iyi filmlerden...