Kafamdakinirvana

Kafamdakinirvana

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Kitap Eleştirisi: Halil Cibran - Aşk Mektupları (Love Letters)

Halil Cibranoğlu tam anlamıyla on parmağında on marifet olan Lübnan bir yazar, ressam ve filozoftur. Eserlerinin birçoğunu İngilizce yazmıştır, birçok önemli eseri vardır…

Kendisini sevenler, beğenenler bilir birçok değerli eserini, ben henüz hiç birini okumadım, ama onu tanıyacak ve düşüncelerini kavrayacak bir kitap okudum. Tamamıyla kendi duygularını yansıttığı kendi özel yaşamından, kendi gönderdiği mektuplardan oluşan Aşk Mektupları adlı kitabını okudum…
Kitabı okurken oldukça eski bir dilde yazıldığı için ara sıra kopabilirsiniz, bir de Halil Cibran’ın yazarken yaşadığı hezeyanlar, duygu gelgitleri tüm karakter özelliklerini gözler önüne serişine bayıldım. Bu açıdan kendimden bir parça buldum, konudan konuya geçişleri, hafif çılgın yazım tarzı, düşüncelerini en iyi örneklerle dile getirmesi tam anlamıyla kendimden bir parça buldum. Böyle insanlar kendimden de örnek verebilirim; anlaşılması ve yaşanması zor insanladır, ama tadına bir bakarsanız vazgeçmeniz kolay olmaz…
İlk önce Cibran’ın aşkını görüyoruz, hiç görmediği bir kadına son derece saygı çerçevesinde yazdığı mektuplardan âşık oluyor ve şimdi ki gençler gibi bunun cıvığını çıkarmıyor. Aşkını bile son derece asil yaşıyor.
Her zaman ilgimi çeken bir detay da; genellikle kaybettiklerimiz insanlardan sonra çıkan kitapların satışa sunulma nedenidir. Onların özel hayatlarıyla ilgili ya mektuplar bulunur, ya da sonradan yazdığı kitaplar bulunur, bunlar paraya dönüştürülür.  Evet, ben bir kitap sever olarak paraya dönüştürülen şeyleri sevmiyorum lakin, eğer bir insan okuduğu, sanatını sevdiği bir kişinin karakterini öğrenip, derine inmek istiyorsa,  bu kitaplar son derece yardımcı.  Benim tercih ettiğim, kitapseverlerin tercih ettiği, herkesin adına konuşamam ama en azından belirli bir çoğunluğu ele alırsak, bu işin en doğrusu yazarın sahibinden izin alınmasıdır.
Kitabın tasarımını çok beğendim ayrıca, kitabın eski dil olmasına karşın Halil Cibran’ın bize verdiği o konuşma tarzı çok iyi geçiyor, yazdığı yazılardan karakteri çok iyi geçiyor.
Sevdiği kadın Mey Ziyade; yaptığı eserleri, yazdığı kitaplarının ilk önce onun okumasını istemesi, ilk onun fikrini almak istemesi, burada çok güzel ve naif bir aşk yatıyor…  Aynı zamanda o düştüğü boşluk bu cümlelerle anlatıyor. “Şu anda oturuyorum, yine tek başıma sigara içiyorum.” Şeklinde kendini ifade edişleri gerçekten muazzam.

Kitapta sevmediğim bir taraf ise;  Halil Cibran’ın sadece kendi yazdığı mektuplar var. Keşke izin alınabilseydi, keşke Mey Ziyade’nin de ona verdiği karşılıkları görebilseydik ki,  bu ilişkiyi daha iyi analiz edebilseydik, çünkü sadece tek taraflı analiz edebiliyoruz…
“Tanrı Seni Benim İçin Korusun”
Ne kadar güzel bir cümle, şimdi böyle aşkları hiç bulamıyoruz ama kendimden bir parça buluyorum demiştim ya, ara sıra bu kadar eskiye dayalı konuşmalar olmasa tamamıyla ben diyeceğim…  Dolayısıyla arada bazen kopmalar yaşayabilirsiniz kitapta…
Kitabın adı Aşk mektupları, ama bence kitapta anlatmak istedikleri, aşk mektupları değil. Bence kitapta hepimizin sevdiği, bildiği bir sanatçının karakter analizi var. Arkadaşlarına yazdığı mektuplar, Arkadaşlarıyla olan konuşmaları, dostlarıyla olan mektuplaşmaları var.

Kitapta bana en absürt gelen şey, daha doğrusu Halil Cibran’ın hayatından bir konu var ki bana son derece absürt gelen; bu kadar sevmesine karşın, bu kadar istek duymasına karşın, Amerika’ya, yurtdışına gitmiş ve gidebilme imkanına sahip olmasına rağmen asla sevdiği kadınla buluşmak için bir adım atmaması…  Kısacası Halil Cibran – Aşk Mektupları  okumanızı tavsiye edeceğim güzel bir kitap…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder