Carol
2. Dünya savaşı sırasında boşanmak üzere ve bir çocuk sahibi olan Carol (Cate Blanchett) bir gün mağazada genç bir kızla (Rooney Mara)
tanışır. Aralarındaki iletişim çok farklı bir hal alır. Carol'ın Kocası bunu
fark edince çocuğunu elinden almaya çalışacaktır...
Carol yarışın başından beri en önde gelen filmlerden
biriydi. Şahsen benim de en çok merak ettiğim filmlerden biriydi. Özellikle
senaryosu itibariyle oldukça ilgi çekici bir yapım. Maalesef
Altın Küre vb ödüller Carol'a
sırt çevirince, filmin düşüşü başladı. Diğer filmleri aşağalamak gibi olmasın ama,
Altın Küre'de Riddley Scott'un bile yüzü gülmedi, ama The martian adaylık aldı.
Bunun için yapacağı tek yorum bir film güzelse güzeldir, yönetmen iş yapıyorsa
yapıyordur. Gerisi bahane... Ama The Martian'ın böyle bir eksiği varsa neden
Carolın geri kaldığını merak ediyorum.
Carol en iyi film ve en iyi yönetmen olarak altın küreden adaylık aldı...
Genelde eşcinsel
temalı filmlerde aşırı derecede abartı gözlenir fakat Carol tam tersi bu konuda
abartıdan uzaktı.
Rooney Mara , Kendisini daha önce izlememiştim. İlk kez
izleme fırsatım oldu.taktire şayan bir oyunculuk sergiliyor bu filmde. Sadece
gözleriyle konuşuyor. Oscar adaylığını yardımcı kadın oyuncu olarak aldı fakat
filmin yarısını onun bakış açısıyla izliyoruz. Bana göre filmin 2 başrolü var.
Cate Blanchett, aynı şekilde oldukça iyi bir performans
sergiliyor. Kendisi Mara gibi gözleriyle konuşuyor. Rolü tabiri caizse cuk
oturmuş. Blue Jasmine'den sonra en iyi
performansı. Kendisi %100 verimli bulmuyorum aksine oldukça soğuk fakat oldukça iyi.
Dediğim gibi filmde bakışlar konuşuyor, bu ilk başta bir
artıyken bu kadar sessiz sedasız ve derinden ilerlemesi seyircinin aklını
darmaduman ediyor. Filmin fragmanı sizi
bir beklenti içerisine sokuyor.
Görüntülerinin bile çok güzel olduğunu, oldukça güzel bir tadı olduğunu
düşünüyorsunuz. Hatta afişteki aksesuarlar
bile sizi filme çekmeye yetiyor. Resim olarak oldukça güzel bir film. Görüntü
yönetmenine selamlar.
Carol ve Terece aralarındaki ilişkiyi diğer karakterler
farklı bir şekilde yorumluyor ama bana bu yorum geçmiyor. Her iki karakterin aile ilişkileri bu kadar
iyi yazılmışken neden iyi yansıtılamadığını merak ediyorum. Filmde bir sürü
olay oluyor, tüm karakterler bunun farkında fakat bir tek biz seyirciler kavrayamıyoruz. Buna kısaca boşluklarla doldu diyebiliriz. Sanki
bir filmin slow motion'ı gibi ama beni heyecanlandırmadı.
Filmin bir peak anı vardır fakat sade bir dille ilerleme
çabaları olduğu için bu göremiyoruz. İlk başlarda seyirciyi kazanıyorlar.
(Terece ve Carol'ın tanışma sahnesinde)
Bu saydıklarımın yanında en önemlisi ise karakterlerin ruh
hallerini analiz edemiyoruz. Tıpkı Brooklyn'de olduğu gibi... Bu da uyarlama
bakımından düşük olduğunu gösteriyor.
Filmde göze çarpan kıyafetler... İki bayanın yaş farkını
gözümüze sokmaya çalışan tasarımlar gördük.
Bu gün bana bu lafları söyletenler utansın beklentileri
yıkılmış bir insan olarak yine de bu filmi sevdiğimi vurgulayacağım. Kısacası, Carol şuan Akademi'de en iyi film kategorisinde
yarışın 6 filmden çok daha iyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder