Kafamdakinirvana

Kafamdakinirvana

10 Ocak 2015 Cumartesi

Yıldız Haritası (Maps To The Star) Eleştiri

Yıldız Haritası (Maps To The Stars)
Hırslı Olma Azimli Ol, Ünlü Ol Ama Hollywood’a Gitme
Hollywood’da gözden düşmüş bir aktris ve hollywood’ın içinde barındıran tüm insanların arasında geçen sanat dolu bir film…
Bu yıl en merakla beklediğim filmlerindendir,  bu sebeple geçtiğimiz IKSV film ekimin’de   bu filmi gördüm. Hem David Cronenberg’in daha akıcı bir Hollywood taşlaması olması hem de içinde bulunan performanslardan ötürü film benim için bir adım öndeydi…


Filmin yıldızı başlı başına götüren o müthiş isim Julianne Moore,
Kendisinin karakteri hollywood’da gözden düşmüş bir oyuncudur, öncelerde gayet popülerken gelen projeler gün geçtikçe azalır. Bunun yanı sıra oyuncumuzun travma tik çocukluğu ve annesinin hayaleti peşini bırakmayacaktır… Bu senenin bana göre en iyi bayan performansıdır zira Cannes film festivali en iyi kadın oyuncu ödülünü vererek bunu taçlandırdı… Duygu çalkantıları, paranın ve gücün getirdiği kibiri, merhametsizliği bize sunduğu fevkalade oyunculukta buluyoruz… Takdire şayan bu güzel performans filmin en parlak pırlantası…


Filmin bir diğer iyi yanı ise; Tek bir yönde değil, Hollywood’da var olan kenarından köşesinden bile uğrayan bir sürü karaktere ışık tutması.  Yani müthiş ünlü oyuncuların yaşadığı tüm duygular.  Onların dejenere olan yaşam tarzlarını bize ne kadar uzak olduğunu her seferinden vurgulamışlar. Genel olarak sanatçıların düşüncelerinin bizden tam anlamıyla farklı olması ve asla onlar gibi düşünemeyeceğimiz fikrini içinde hissettiriyor. Bunlardan bir kaçı ise; ensest ve çarpık ilişkileri, son derece kopuk aile bağları, paranın ve şöhretin getirdiği kibir duygusu, delirmeye her dakika yaklaşmaları, merhamet ve vidan gibi duygulardan uzaklaşıp insanoğlunun sınırlarını zorlamaları ve daha fazlasını inanılmaz sürükleyici bir şekilde gözler önüne sermişler…


Film tüm bunları anlatırken David Cronenberg’e özgü repliklerini koruyor ama bu sefer bir farklı, daha güzel dramatizem içinde bir parça gizemle bunları yapıyor ve doyurucu bir senaryoyla bunları yapıyor… Sonuna doğru olayların sürpriz bir şekilde ilerlemesini ve insanı sarmalamasını çok beğendim.


John Cusack’ın performansını beğendim ama sanki onun eski performanslarını aratır gibiydi. Belki de bunu birkaç cerrahi operasyon yapmıştır kim bilir?


Mia Wasikowska ise üstüne düşeni yerine getirmiş ama hala iyi bir oyuncu sayılmaz…


Gel gelelim Robert Pattinson’a; o filmin bir nevi kahramanı ve popüler yönü aslında bakarsanız en  güzel tadı, lezzeti…  O Sadece 5 senkronu olmasına rağmen gönülleri çalmayı başaran bir oyuncu. Filmin ilk sahnesinin onunla başlamasından bile anlayabilirsiniz ne ala bir elmas olduğunu…



Bu yılın en çok izlenmesi gereken filmlerinden biri olduğunu düşünüyorum filmin tek kötü yanı ağır bir Hollywood taşlaması olması ama bana sorarsanız bu yönü filmi sadece daha cesur kılıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder